Görülmesi gereken yerler
Tarihçe;
Datça yarımadasındaki buluntuların MÖ 2000’lere kadar uzandığı bilinmektedir. Bilinen ilk yerli halk Karlar olup, en parlak dönem ise Dorlar döneminde yaşanmıştır. MÖ 1000 yıllarında Trakya üzerinden güneye inerek Yunanistan üzerinden bölgeye gelerek bugünkü Datça merkezinin 1,5 km kuzeydoğusundaki Burgaz mevkiinde Knidos’u kurmuşturlar. Knidos, Dor uygarlığının merkezi olmuştur. MÖ 546’da Lydia devletinin Persler’in eline geçmesinin ardından Knidos da Pers egemenliğine girmiştir. Dorlar ve Romalılar yeni Knidos’a çok sayıda tapınak yapmışlardır. Şehir Afrodit heykeliyle ünlenmiş. Geç Roma ve Erken Bizans Dönemi’nde tapınaklar yerlerini kiliselere bırakmıştır. Bizans’ın son dönemlerinde ise bir yandan depremler, diğer yandan korsan saldırıları sonucunda kent tümüyle terk edilmiştir.
Yarımada üzerindeki yerleşimler 13. yüzyılda Menteşoğulları beyliğine bağlanmış, 15. yüzyılda ise Osmanlı imparatorluğu sınırlarına katılarak Datça adını almıştır.
Son Osmanlı padişahlarından Sultan Reşat döneminde Datça ismi Reşadiye’ye, Cumhuriyet ile tekrar Datça’ya dönüştürülmüştür. 1928 yılında ilçe olan Datça’nın ilk merkezi Reşadiye Mahallesi olmuş, 1947’de ise bugünkü yeri olan İskele Mahallesine taşınmıştır.
Datça ilçe merkezi üç mahalleden oluşuyor. Reşadiye, Eski Datça ve İskele.
Reşadiye Mahallesi önemli ölçüde korunmuş eski bir yerleşim yeri. Daracık sokakları, beyaz badanalı taş evleri, mutlaka badem ağaçları ile süslü sevimli avluları ile geçmiş yaşam tarzını yansıtıyor. Datça ağzıyla “Goca Ev” diye adlandırılan, restore edilerek yeniden hayata geçirilen tarihi yapı “Mehmet Ali Ağa Konağı” artık butik otel olarak hizmet veriyor. Asırlık çınar ağacından dolayı “Çınarlı Meydan” adını alan Reşadiye’nin geniş meydanı dinlendirici, huzur veren bir yer.
Ünlü Şair Can Yücel’in ömrünün son yıllarını geçirdiği evi “Canevi” Eski Datça Mahallesinde. Evinin bulunduğu sokağa ünlü şairin adı verilmiştir. Her yıl ağustos ayında adına şenlik düzenlenir, şiirler okunur, toplantılar yapılır.
Buranın eski taş evleri büyük kentlerden gelenlerce satın alınıp restore ettirilerek, şimdilerde otel, pansiyon ve cafe olarak kullanılmaktadır. 1940 yılında eski Datça’da okul olarak yaptırılan yapı da restore edilerek El Sanatları Merkezi olarak hizmete açıldı. Bir tarafı Halk Eğitim Merkezi olarak kullanılan yapının diğer tarafın da kilim dokuma atölyesi var. Çığlı Çaputtan yapılan, Datça’nın sembolü haline gelen nazarlıkları buradan satın alabilirsiniz.
Datça’nın en canlı ve hareketli noktası ise İskele Mahallesi yat limanı ve kumluk plajı çevresidir. Her gün çok sayıda tekne uğrar bu limana. Hem liman çevresinde, hem de şehir merkezine açılan cadde ve sokaklarda kaliteli lokantalar, renkli barlar, yöresel ürünleri satın alabileceğiniz dükkanları bulabilirsiniz.
İlçe merkezinde limanın bitiminde, taşlık plajının güneybatı yönünde, denizin hemen yanı başında minik göl göreceksiniz. Sağlığa yararlı mineraller içeren gölün suyu denize göre daha sıcak. Sürekli olarak dağın eteklerinden doğan su kaynağının oluşturduğu gölün suyu hiç eksilmiyor. Gölden denize doğru sürekli bir su akışı olduğundan gelen ziyaretçiler suyun denize aktığı noktada masaj etkisi yapan doğal duştan yararlanabilirler.
Son yıllarda Datça yeniden keşfediliyor. Kalabalıktan, gürültüden, kirlilikten kaçanlar Datça’yı ömürlerinin sonuna kadar kalacakları sakin, dingin bir mekan olarak belliyorlar.
Siz de Datça’yı günü birlik bir uğrak yeri gibi düşünmeyin.Yarımadanın etrafında tamı tamına 52 koy bulacaksınız. Kimisine sadece denizden ulaşılabilen bu koylardan biri gün boyu sadece size ait olabilecek. Kalabalık ve plaj arayanlar toplam 13 km uzunluktaki plajlardan birine atabilirler kendilerini. Datça plaj ve koylarındaki denizin güzelliğini, akvaryum duruluğunda ki suyunu unutamayacaksınız.
Datça’da küçük ve güzel butik oteller bulabilecek, tekneyle koylarında dolaşabilecek, Knidos antik kentinin etkileyici kalıntıları arasında keşiflerde bulunacak, renkli Datça akşamlarında hoş anılar biriktirebileceksiniz.
Coğrafi Konum
Bir ara Üç tarafı denizlerle çevrili, Akdeniz ve Ege’nin buluştuğu bir yarımada olan Datça, Türkiye’nin güney kıyılarının en özgün tatil merkezlerinden birisidir. Yarımadanın 235 km’lik sahil bandı dantel gibi girintili çıkıntılı, büyüklü küçüklü koylarla bezenmiştir. Bazen dik kayalarla çevrili, bazen güzel kumsallarla. Tam 52 koy var. Bazı koyların önünde küçük adacıklar yer alıyor. Koyların bazıları oldukça büyük ve uzun kumsala sahip, bazıları çakıllı, ama hepsi tertemiz,
Datça Yarımadası, yarımadanın en dar yerinden Bencik limanından başlayıp Knidos’a kadar uzanan büyük bir yarımada. Haritada bu dar yeri açıp da Datça’yı ada haline getirmek isteyenler bile olmuş. Tarihin babası Heredot’a göre Perslerin İonia’ya girmesi üzerine Knidos’lular Balıkaşıran mevkiindeki bu dar kıstağı kazarak yurtlarını ada haline getirmek istemişler. Çok çaba harcamışlar ama yarımada anakaradan kopmamak için direnmiş. Taşları kıranların başta gözleri olmak üzere her yerlerinde onulmaz yaralar açılmaya başlamış. Bunun üzerine vazgeçmişler.
İklim
Coğrafya bilgini Strabon “Tanrı çok sevdiği kulunu uzun ömürlü olması için Datça Yarımadası’na gönderir,” demiş. Bu öyle boşuna söylenmiş bir söz değildir. Yörede anlatılan bir öyküye göre: Günümüzden 4-5 yüz yıl kadar önce İspanyol korsanlar Datça’nın açıklarından geçerken gemideki cüzzamlı hastaları atmaya karar vermişler ve yanaşıp Sarıliman Koyu’na bırakmışlar. Ölüme terkedilen cüzzamlılar Datça’nın bol oksijenli havasıyla iyileşmişler, yaraları kapanmış. Öykü doğru mudur,yakıştırma mıdır bilinmez ama Datça’nın havasının insanı sağlıklı kıldığı bir gerçektir.
Doğal mikro klima özelliği ile nemsiz, bol oksijenli tertemiz havası ile terlemeden tatil yapabileceğiniz, kış mevsiminin hemen hemen hiç yaşanmadığı cennet bir yarımadadır. 1999’da Dünya Çevreyi Koruma Vakfı tarafından belirlenen acil olarak korunması gereken 100 yeryüzü noktasından bir tanesidir.
Kış aylarında sıcaklıklar 12-14 derece arasında seyrettiğinden ılıman iklimiyle de aslında uzunca bir tatil dönemine sahiptir. Ocak ayında çiçek açmaya başlayan badem ağaçları gelinlik giymiş gibi ayakta karşılar baharı. Ardından renk renk anemonlar açar; mavinin, morun beyazın, pembenin tüm tonlarını görebilirsiniz. Mimozalar, papatyalar, gelincikler renk cümbüşü oluşturur. Zengin flora ve faunası ile çok sayıda endemik bitkiye yaşama imkanı verir.
2007 yılından bu yana geleneksel olarak her yıl Şubat ayının ortalarında Açık Deniz Yüzme Maratonu düzenlenmesi de güzel ve ılıman ikliminin kanıtıdır.
Halikarnas Balıkçısı Cevat ŞAKİR “Datça’da İklim tam insan boyundadır. Sıcağı da soğuğu da insan tahammül sınırlarını aşmaz. İklimi paltoyla, sobayla yada yelpaze ile düzeltmeye yoktur” diyerek ne güzel tasvir etmiştir.
Ulaşım;
Karayolu
Datça’ya karayoluyla Marmaris üzerinden gidiliyor. Marmaris-Datça arası 70 km. Marmaris’ten düzenli dolmuş ve otobüs seferleri var.
Dalaman Havalimanı ile Datça arası ise toplam 178 km. dir.
Deniz yolu
Datça – Bodrum arasında yaz aylarında, düşük sezonda her gün sabah ve akşam üstü olmak üzere günde karşılıklı iki feribot seferi; yüksek sezonda ise her gün karşılıklı 4 feribot seferi yapılmaktadır. Feribot yolculuğu yaklaşık iki saat sürer. Feribot yolcuları için Datça ile Körmen Limanı arasında servis otobüsü vardır. Feribotlara yolcular dışında bisiklet, motosiklet, otomobil ve karavan da alınıyor. Ancak, aracınız varsa önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor.
El Sanatları ve Pazar Yeri
Cuma günleri öğleden sonra İskele Mahallesi Pazar Sokağında, çarşamba günleri de Özbel mevkiinde Datçalı yerel üreticilerin kendi yetiştirdikleri, ya bir gün önce, ya da pazara gelmeden birkaç saat önce toplanmış taptaze ürünleri satın alabilirsiniz..Datça pazarı cuma günü öğleden sonra başlayıp cumartesi günü akşama kadar bir buçuk gün boyunca devam eder. Cumartesi günleri diğer ilçelerden ve illerden gelen pazarcılar da eşlik eder. Kıyafet, mutfak eşyası, takı vb. her türlü ürünü satın alabilirsiniz.
Datça’nın en değerli el sanatı iğne oyasıdır. İğne oyası yapımında kullanılan has ipek evlerde ipek böceği yetiştirilip ipeğin istenildiği gibi bükülerek pişirilmesiyle elde edilir. Bu ipek ipliklerden iğne ile motifler elde edilir veya büyük eşya örtüleri yapılır. İğne oyası bu örtüleri Cumartesi günleri kurulan pazar yerinden, butiklerden ve hediyelik eşya satan dükkanlardan satın alabileceğiniz gibi, ilçe merkezine 3-5 km uzaklıktaki köylerdeki evlerden de alabilirsiniz.
Datça Sındı Mahallesinde (köyünde) Kaymakamlık tarafından desteklenerek eski okul binasında kilimcilik kursu açılmış; yine aynı binada Sındı köy halkının kendi üretmiş olduğu yöresel tüm ürün çeşitlerini bulabilirsiniz.
Datça Yakaköy’de 11.000 m²’lik açık alanda, içerisinde resim, seramik ve heykel atölyeleri, kütüphanesi ve sergi salonuyla doğa içine kurulmuş sivil akademi var. Tüm yıl boyunca açık. Özellikle yaz aylarında yoğun olarak ulusal ve uluslararası düzeyde etkinlikler düzenleniyor, sergiler açılıyor, konserler düzenleniyor.
Takıcılar Sokağı
Datça merkez Kumluk Plajı başından taş iskeleye doğru büyük bir alanda kurulan takıcılar sokağı akşamları ışıl ışıl rengarenk, çeşit çeşit el yapımı takı, künye, kolye vb. çeşitli ürünleri görüp satın alabileceğiniz cıvıl cıvıl bir sokak.
Nasıl Gidilir;
Datça’ya gitmek için iki alternatif yol bulunmaktadır. Birincisi Denizli üzerinden gitmek (en kısa yol burasıdır) diğer yol ise Aydın üzerinden gitmektir. Şahsen ben Aydın yolunu tercih etmem çünkü hem yaklaşık olarak yol 60 km uzamakta hemde çok fazla ışığa takılmak söz konusu. Datça Muğla merkeze yaklaşık olarak 134 km dir. Muğla’dan sonra ilk durağınız Marmaris daha sonrasında Datça’ya ulaşmanız mümkündür. Datça ile Marmaris arası ise 70 km olup yol asfalt ancak çok virajlı yokuştur. Ne zamanki Datça’ya 30 km kaldı sizi mükemmel seviyede düzgün bir yol beklemektedir.
Datça’nın tarihçesi Muğla Kültür ve Turizm Müdürlüğü sayfasından alıntıdır. Fotoğraflar bana ait olup, kaynak göstermek suretiyle fotoğrafları istediğiniz gibi kullanabilirsiniz.
İzlenimlerim;
Datça gerçekten doğasıyla havasıyla gidip görülmesi gereken yerlerden bir yer. Tabi ki Datça ya gidip Orhaniye, Kızkumu ve Selimiye yi görmeden dönmek olmaz.